Çiğiltepe
Skip Navigation Links
Skip Navigation Links


Cihangir Akşit Romanları

Sarı Sessizlik

Sarı Sessizlik
Bir kayboluşun romanı




Miralay Reşat Bey ve Vatan Savunmasında 27 yıl

Miralay Reşat Çiğiltepe
ve Vatan Savunmasında
27 yıl




Savruluş

Savruluş


Roman için yazarların yorumları:

Sayın Cihangir Akşit,

Miralay Reşat Bey'i konu alan "Çiğiltepe" adlı değerli eserinizi aldım. Kurtuluş savaşı destanı'nın özündeki kahramanlığın mümtaz temsilcisi olan merhum Miralay Reşat Bey, vatanın candan aziz olduğunu gelecek nesillere bir ibret olarak ortaya koymuştur. Bu aziz kumandanı rahmet ve minnetle anarım.

Böylesine önemli bir olayı dile getirdiğiniz için sizi kutluyorum, başarılarınızın devamını diliyorum.

Cumhurbaşkanlığı Süleyman Demirel
9. Cumhurbaşkanı
29 Ağustos 2009, Cumartesi

Doğan Hızlan'ın Seçtikleri Köşesi (Eylül ayı)

Cihangir Akşit Çiğiltepe Doğan Kitap

Hürriyet Cumartesi Doğan Hızlan
Hürriyet Cumartesi, Bakış
29 Ağustos 2009, Cumartesi

30 Ağustos'ta 2 kitap

Yazar Cihangir Akşit, “Çiğiltepe” (Doğan Kitap) adlı kitabını rütbeli-rütbesiz, adlı-adsız Mehmetçik’e adamış... Asker bugün haksız, hukuksuz, sebepsiz ve hayâsız pek çok saldırı ile karşı karşıya iken, Miralay Reşat Çiğiltepe’nin 26 yıl boyunca Balkanlar’dan Çanakkale’ye, Doğu Cephesi’nden Filistin’e ve esarete kadar giden 27 yıllık askerlik yaşamının öyküsü bugünlere ders gibi... En acısı da Afyon’da 57. Fırka Kumandanı iken 27.8.1922’de Çiğiltepe’nin alınmasında birliğinin emredilen saatte hedefine varamaması dolayısıyla teessüründen intihar etmesi...

Hürriyet Yalçın Bayer
Hürriyet, Yeter Söz Milletin
30 Ağustos 2009, Pazar

Vatan sevgisine adanmış bir hayat

Miralay Reşat Bey'in Balkanlar'dan Çanakkale'ye, Doğu Cephesi'nden Filistin'e ve esarete kadar giden yirmi yedi yıllık askerlik yaşamının öyküsü 'Çiğiltepe'nin sürükleyici bölümlerinden. Akşit'in birincil kaynaklardan aktararak yazdığı araştırması 'Çiğiltepe', çokça zengin tarihi malzeme de içeriyor

Tarihin derin sularında ve geniş düşünce kıtasında yer alan birçok olay ve vakıa vardır. Bunlardan bir bölümü tarihin akışını değiştiren, yeni paradigmalar üreten, tarihsel zaman ve mekânın ruhunu yeniden biçimlendiren olaylar bütünüdür. Bunu gerçekleştirenler, tarihin kimilerin ce doğrusal kimilerinde rastlantısal gidişatına yön veren tarihsel edimciler/aktörlerdir. Esas itibariyle ulusal tarih veya resmi tarih anlatısı kendi tarihini ‘oluştururken’ unutulması ve unutturulması gereken bazı olayları rafa kaldırır, yeni aktörler yaratır ve yeni bir rejim için, yeni bir toplum tasavvuru yaratmak adına bazı kişileri ise unutturur-önemsizleştirir. Yazımıza konu olan Çiğiltepe: Miralay Reşat Bey (1879-1922) ve Vatan Savunmasında 27 Yıl kitabının kahramanı Miralay Reşat Bey, kitabın yazarı Cihangir Akşit’in kaleminden, itibarı ve değeri bilinmeyen kayda değer bir tarihsel figüre dönüştürülerek okuyucusuna sunuluyor. Çiğiltepe, roman türünün geleneksel parametrelerini asgari düzeyde içeren ve bunu belirli bir zamanda vuku bulmuş birtakım olayları anlatmaya gayret eden bir çalışma.

Cihangir Akşit’in de vurguladığı üzere Cumhuriyet tarihinin şekillenmesinde öyle meşakkatli bir dönem vardır ki, bu dönemde asker olup da hayatta kalmayı başarabilenler, neredeyse bir elin parmakları kadar azdır. 1908 ile 1922 yılları arasındaki, insan ömründe kısa ancak aslında asırlara bedel, o çok kritik 14-15 yılda, peş peşe 1908’de İkinci Meşrutiyet’in ilanı, Yemen, Ermeni, Arnavutluk ve aşiret isyanları, 1911’de Trablusgarp Savaşı, 1912-1913 Balkan Savaşları, 1914-1918 dokuz cepheli Birinci Dünya Savaşı, 1919-1925 Kurtuluş Savaşı ve Anadolu’daki iç isyanlar gibi, birçoğu günümüzde bile geçerliliğini koruyan büyük olaylar yaşanmıştır. Mustafa Kemal ile aynı zamanda yaşamış bazı silah arkadaşları, işte bu zorlu dönemin hemen her anında en kritik görev yerlerinde bulunmuş ve Türk tarihinin akışına yön vermiştir. İnsan öğüten böyle bir dönemin içinden sıyrılıp sağ çıkabilmek, kuşkusuz çok zor olmuştur.

İntihara giden yol...

Gerçekten bu dönemde yaşamış ismini bilmediğimiz Türk tarihini n bir devrine damgalarını vurmuş kişiler vardır. Akşit kitabının erdemini aslında tam da bu noktada ifşa ettiğini şu cümlelerle belirtiyor: “Hiç değilse yaşam hikâyelerinin yazılması suretiyle onların yaptığı bunca fedakârlığa karşı asla ödenmeyecek bir borcun, belki küçük bir telafisi olabilir” (s. 12). Çiğiltepe’de deyim yerindeyse iğneyle kuyu kazar gibi önce o devirlerin geneli, sonra da özel ve bölgesel ortamlar kronolojik bir uyumla, o anki duygu durumlarıyla canlandırılmaya çalışılmış, bulunabildiği kadarıyla da bazı kişisel bilgilere ulaşılıp ‘biyografik roman’ biçiminde ortaya konmaya gayret edilmiş.

Kitabın kahramanı Miralay Reşat Bey’in yaşamı, yakın tarihimiz içinde ilginç bir kesit oluşturuyor aslında. Yukarıda adı geçen savaşların, olayların birçoğunda bizzat bulunmuş ve yaşananlara tanık olmuş bir figür Reşat Bey. Afyon’da 57. Fırka Kumandanı iken 1922’de Çiğiltepe’nin alınmasında birliğinin emredilen saatte hedefine varamaması dolayısıyla üzüntüsünden intihar etmesi hikâyenin en can alıcı bölümünü oluşturuyor. Akşit’in anlatımıyla, Ordu Kumandanı Nurettin Paşa, Miralay Reşat Bey’e şöyle der: “Miralay Reşat Bey! Yarın 12.00’ye kadar tepe alınacak. Alamazsanız, ben sizin yerinizde olsam yaşamam!” Tümen Kumandanı Reşat Bey ise şöyle mukabelede bulunur: “Benim yerimde olmanıza lüzum yok, ben zaten yaşamam!” (s. 25). Yaşamamıştır da zaten. Miralay Reşat Bey, Kurtuluş Savaşı’nı bitirecek Büyük Taarruz’un belki de bu en kritik noktasında hayatının en büyük hesaplaşmasına girmiştir.

Aslında insana çok acı veren bu olayın nedeni başlı başına bir meçhul. Zira nedenine inmeye çalıştığımızda çok emin olabileceğimiz bir gerekçe de yoktur ama tahminler yapabiliriz. Nurettin Paşa’nın davranışının neden olduğunu söyleyebiliriz veya yazarın kitapta keskin çizgilerle çizdiği Reşat Bey karakterinin en belirgin özelliği olan onuruna düşkün mizacından kaynaklandığını düşünebiliriz ya da o anki şiddetli savaş ortamından ve başarısızlık sendromundan diyebiliriz, ailevi nedenden olmuştur bile diyebiliriz. Ama son tahlilde buna kesin bir cevap vermek çok zor. Zaten bu çalışmanın yazarı da bunu kabul ediyor. Ancak ağır basan ihtimal olarak “Mustafa Kemal Paşa’ya olan sevgisinin getirdiği büyük sadakati ve yüksek vatan sevgisi nedeniyle hissettiği o muazzam sorumluluk duygusuyla” bunu yapabileceğini tercih ediyor.

Miralay Reşat Bey’in Balkanlar’dan Çanakkale’ye, Doğu Cephesi’nden Filistin’e ve esarete kadar giden yirmi yedi yıllık askerlik yaşamının öyküsü Çiğiltepe’nin sürükleyici bölümlerinden. Akşit’in birincil kaynaklardan aktararak yazdığı araştırması Çiğiltepe, çokça zengin tarihi malzeme de içeriyor. Akşit’in, olayların tanıklarının anlatımlarından derlediği, birçok kaynaktan toplanan bilgilere dayandırdığı romanı, Ziya Paşa’nın oğlu Miralay Reşat Bey’in mücadelelerle geçen yirmi yedi yılını ve trajik sonunu hikâye ediyor. Hayatının önemli bir kısmını savaşlarla geçiren Reşat Bey’in son durağı, zorlu bir mücadele alanı olan Çiğiltepe olur. Reşat Bey, bu tepenin ele geçirilmesi için hayatı pahasına mücadele edecektir.

Çiğiltepe, Balkanlar’dan Çanakkale’ye, Doğu Cephesi’nden Filistin’e ve esarete kadar giden 27 yıllık askerlik yaşamını hep savaşarak geçiren, sürekli ölümle burun buruna bir hayatı olan, birçok askeri kucağında ölen kumandan Miralay Reşat Bey’in, bir askerin kişisel güncesini de etraflıca anlatan bir eser. Burada Reşat Bey’i sadece başarılı ama tarihin arka sayfalarına atılmış bir asker olarak değil, aynı zamanda bir oğul, bir kardeş ve duygularını açıktan söyleyemeyen bir âşık olarak da görebiliyoruz. Yazar, ‘insan’ olan Reşat’a ve onun iç dünyasına dair de önemli eskizler çiziyor. Babası ve abisi de bir asker olan Reşat Bey’in büyüdüğü ortam ve örnek aldığı insanlar da asker olunca sosyal hayatının neredeye tamamını askerlik mesleği ve sevgisi ile doldurduğuna şahadet ediyoruz.

Bunun yanında Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra esarette geçen dönemden sonra İngilizler tarafında işgal edilmiş İstanbul’a geldiğinde gördüğü manzara karşısında hayal kırıklığını gizleyemeyen Reşat Bey’in hissettikleri yaşadığı döneme de bir anlamda ışık tutuyor: “Yabancı bayraklarla adeta üstü örtülen bu esir şehre, bu haliyle daha fazla tahammül edemeyeceğini hissediyordu. Bu İstanbul, artık hep özlem duyduğu, onun güzel İstanbul’u değildi.” (s. 595)

27 yıllık askerlik yaşamını, sevdiği kadınla yuva kurma özlemini bastırıp vatan savunmasının en kritik yerlerinde savaşarak geçiren bu kahraman asker, ölümünden sonra tarihin tozlu sayfalarında unutulmaya terk edili yor. Çiğiltepe, 26 yıl boyunca, olayların tanıkları hayattayken yüz yüze görüşülüp derlenen konuşmalarla, yurtiçi ve yurtdışında taranan çok sayıda kaynaktan toplanan bilgilerle, Miralay Reşat Bey ‘in yeniden kan ve can bulduğu, duygu dolu anlarının yanı sıra soluk kesici çarpışma sahneleriyle de bir çırpıda okunacak bir roman.

Radıkal Kitap Ümit Kurt
Radikal Kitap
6 Kasım 2009, Cuma

Kitap tanıtımları

ÇİĞİLTEPE

‘Sarı Sessizlik’, Emekli Tümgeneral Cihangir Akşit’in ilk romanıydı. Akşit, Sarıkamış’ı anlattığı bu romanında, 1914-1915’in o trajik kışında, Doğu Cephesi’nde yaşananları belgelere dayanarak anlatıyordu. Akşit’in, olayların tanıklarının anlatımlarından derlediği, birçok kaynaktan toplanan bilgilere dayandırdığı ‘Çiğiltepe’ adlı elimizdeki romanı, Ziya Paşa’nın oğlu Miralay Reşat Bey’in mücadelelerle geçen 27 yılını ve ve trajik sonunu hikâye ediyor. Hayatının önemli bir kısmını savaşlarla geçiren Reşat Bey’in son durağı, zorlu bir mücadele alanı olan Çiğiltepe olur. Reşat Bey, Büyük Taaruz’un en kritik noktalarından biri olan bu tepenin ele geçirilmesi için hayatı pahasına mücadele edecektir.

Radikal Kitap
Radikal Kitap, Yeni Çıkanlar
28 Ağustos 2009, Cuma

Çiğiltepe/ Cihangir Akşit/ Doğan Kitap/ 762 s.

Balkanlar'dan Çanakkale'ye, Doğu Cephesi'nden Filistin'e ve esarete kadar giden 27 yıllık askerlik yaşamı hep savaşarak geçen bir kumandan Miralay Reşat Bey. Aldığı ölümcül yaralara rağmen muharebe meydanlarından ayrılmayıp her defasında Mehmetçiklerinin yanında olmayı seçer. Son durağındaysa çetin bir tepeyle karşı karşıya kalır: 'Çiğiltepe.' O güne kadar hep 'söz namustur' ilkesine göre yaşayan Miralay Reşat Bey, Kurtuluş Savaşı'nı bitirecek Büyük Taarruz'un belki de bu en kritik noktasında hayatının en büyük hesaplaşmasına girer. 27 yıllık askerlik yaşamını, sevdiği kadınla yuva kurma özlemini bastırıp vatan savunmasının en kritik yerlerinde savaşarak geçiren bu kahraman asker, ölümünden sonra tarihin tozlu sayfalarında unutulmaya terk edilir. Cihangir Akşit'in 'Çiğiltepe'si 26 yıl boyunca, olayların tanıkları hayattayken yüz yüze görüşülüp derlenen konuşmalarla, yurtiçi ve yurtdışında taranan çok sayıda kaynaktan toplanan bilgilerle, Miralay Reşat Bey'in yeniden kan ve can bulduğu, duygu dolu anlarının yanı sıra soluk kesici çarpışma sahneleriyle okura sesleniyor.

Cumhutiyet Kitap
Cumhuriyet Kitap, Vitrindekiler
3 Eylül 2009, Perşembe

Çiğiltepe'de bir kahraman

Çiğiltepe, Afyon'da bir tepe. Yıl 1922. Büyük Taarruz'un ilk günü. Ordu Kumandanı Sakallı Nurettin Paşa: “Miralay Reşat Bey! Yarın 12.00'ye kadar tepe alınacak. Alamazsanız, ben sizin yerinizde olsam yaşamam!” der. Tümen Kumandanı Reşat Bey: “Benim yerimde olmanıza lüzum yok, ben zaten yaşamam.” diye karşılık verir. Cihangir Akşit'in birinci kaynaklardan aktararak yazdığı 26 yıllık araştırması Çiğiltepe, zengin tarihi malzeme de içeriyor.

Kitap Zamanı
Kitap Zamanı
7 Eylül 2009, Pazartesi